-
1 wünschen
wünschen [vʏnʃən]jdm etw \wünschen birine bir şey dilemek;( ganz) wie Sie \wünschen nasıl istiyorsanız [o arzu ediyorsanız];ich wünsche, dass das sofort gemacht wird bunun hemen yapılmasını istiyorum;Sie \wünschen? arzunuz?, ne arzu edersiniz?;wen \wünschen Sie zu sprechen? kiminle konuşmak istiyorsunuz?;ich wünsche Ihnen gute Besserung/eine gute Reise size acil şifalar/iyi yolculuklar dilerim;sie wünschte, sie hätte das nie gesagt keşke bunu söylemeseydim diye düşündü;ich wünsche mir, dass... dilerim ki...;ich wünsche mich auf eine einsame Insel yalnız başıma bir adada olmayı isterdim -
2 mögen
mögen <mag, mochte, gemocht, h>1. v/t (wollen) istemek, arzu etmek; (gerne haben) sevmek, beğenmek;sie mag ihn (nicht) onu sev(mi)yor;lieber mögen tercih etmek;nicht mögen -den hoşlanmamak;was möchten Sie? ne arzu edersiniz?;ich möchte, dass du es weißt bilmeni isterim2. v/aux <mag, mochte, mögen>: ich möge lieber bleiben kalsam daha iyi olur;es mag sein (, dass) olabilir, belki -
3 mögen
mögen <mag, mochte, gemocht> ['mø:gən]1. I vt1) ( Gefallen finden) sevmek, hoşlanmak (-den);ich mag ihn nicht onu sevmiyorum, ondan hoşlanmıyorum;lieber \mögen daha çok sevmek, tercih etmekich mag nicht weggehen gitmek istemiyorum;was möchten Sie? ne arzu edersiniz?II vi (irgendwohin \mögen)ich möchte gern nach Hause eve gitmek istiyorum2. <mag, mochte, mögen> modal vb1) ( wollen) istemek;ich möchte lieber hierbleiben gitmektense burada kalmayı tercih ederim2) ( sollen)Sie möchten zu Hause anrufen eve telefon edecekmişsiniz;was mag das wohl heißen? acaba bu ne demek oluyor?;man möchte meinen, dass... sanki...3) ( können) olabilmek;es mag wohl sein, dass er es tun will, aber... onu yapmak isteyebilir ama...4) ( möglich sein) olabilmek;mag sein olabilir;es \mögen etwa fünf Stunden vergangen sein aşağı yukarı beş saat geçmiş olabilir;wie dem auch sein mag her neyse [o ne ise], ne olursa olsun, her nasılsa;wie er auch heißen mag adı ne olursa olsun;so schön sie auch sein mag ne kadar güzel olursa olsunja, ich möchte sagen, alles ist wie früher evet, diyebilirim ki, her şey eskisi gibi -
4 wollen
wollen <will, wollte, wollen> ['vɔlən]1. modal vb1) ( mögen) istemek;etw machen \wollen bir şey(i) yapmak istemek;ob wir \wollen oder nicht istesek de istemesek de2) ( beabsichtigen) istemek, niyet etmek;ich wollte gerade gehen şimdi gidecektim3) ( behaupten) iddia etmek;er will dich gestern gesehen haben dün seni görmüşmüş [o gördüğünü iddia ediyor];und so jemand will Lehrer sein ve böyle birisi öğretmen olduğunu iddia ediyor4) ( auffordern)wenn Sie bitte Platz nehmen \wollen lütfen yerinize oturur musunuz5) ( erfordern) gerekmek;das will gelernt sein bunu öğrenmiş olmak gerekir6) (Passiv: müssen)der Müll will runtergetragen werden ( geh) çöpün aşağı taşınması gerekiyor7) das will ich nicht gehört haben bunu duymamış olayım;ich will ja nichts gesagt haben, aber... karışmak gibi olmasın ama...;was will man da machen? ne yapılabilir ki?2. <will, wollte, gewollt> ['vɔlən]I vi1) ( den Willen haben) istemek;lieber \wollen tercih etmek;ich will jetzt nach Hause ben şimdi eve gitmek istiyorum;zu wem \wollen Sie? kiminle görüşmek istiyorsunuz?;du musst nur \wollen sadece istemen gerekiyor;meine Beine \wollen nicht mehr ( fam) bacaklarım artık tutmuyor;es will mir nicht aus dem Kopf ( fam) o bir türlü aklımdan çıkmıyor2) ( wünschen) istemek, arzu etmek;ich wollte, er würde endlich kommen gelmiş olmasını isterdim;ganz wie du willst nasıl istersen;ob du willst oder nicht istesen de istemesen de3) ( fam)dann \wollen wir mal! haydi o zaman!II vt1) (haben \wollen)wir \wollen keine Kinder biz çocuk istemiyoruz2) (durchsetzen \wollen)3) ( beabsichtigen)ich weiß gar nicht, was du willst, das sieht doch gut aus ( fam) ne istediğini bilmiyorum, bu iyi gayet iyi duruyor;das habe ich nicht gewollt bunun olmasını istemedim;ohne es zu \wollen istemeden4) ( fam)da ist nichts ( mehr) zu \wollen burada yapılacak bir şey yok;du hast hier nichts zu \wollen burada işin yok3. adj, yün(den), yünlü -
5 wünschen
wünschen <h>1. v/t istemek, dilemek, arzu etmek;das habe ich mir (schon immer) gewünscht bu (hep) istediğim bir şeydi;alles, was man sich (D) nur wünschen kann insanın isteyebileceği her şey;ich wünschte, ich wäre (hätte) isterdim ki … olayım (-im olsun)2. v/i: Sie wünschen? buyurun?, arzunuz nedir?;wie Sie wünschen nasıl arzu ederseniz;viel zu wünschen übrig lassen -in çok eksiği/hatası var/olmak -
6 begehren
См. также в других словарях:
arzu etmek — yürekten istemek Düşündüğüm, arzu ettiğim gibi saf bulduğum bu adama hürmet ederdim. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
arzu — is., Far. ārzū 1) İstek, dilek Kendi arzumla Anadolu ya gitmek kararını verdim. R. H. Karay 2) Heves İçimde nice zamandan kalma bir arzu var. A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller arzu duymak arzusu kalmak arzu etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arzu duymak — birine veya bir şeye karşı istek duymak Koşmak, raksetmek, tehlikeli jimnastik hünerleri icra etmek arzuları duyuyordum. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tilemek — arzu etmek, istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kösemek — arzu etmek III, 265 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
temennî — (A.) [ ﯽﻨﻤﺕ ] istek, arzu. ♦ temennî edilmek arzu edilmek. ♦ temennî etmek arzu etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
dilemek — i 1) Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek Yalnız bu hususta beni bağışlamanızı dilerim. M. Ş. Esendal 2) nsz Biri için bir dilekte bulunmak Karadakiler her lisandan hayırlı yolculuklar dilediler. R. H. Karay 3) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
özlemini duymak — yürekten istemek, arzu etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
can atmak — şiddetle arzu etmek, çok istemek Gözüne kestirdiği, daha doğrusu, suçlamak için can attığı birisi var. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürekten çağırmak — aşırı derecede arzu etmek, istemek Bu kadar yürekten çağırma beni / Bir gece ansızın gelebilirim. Şarkı … Çağatay Osmanlı Sözlük
köñüllenmek — gönüllenmek; (çocuk) düşünmek ve anlamak; arzu etmek, II I, 408 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini